4 Ocak 2012 Çarşamba

SENİ TERK EDİYORUM!

Sevgili yöneticim bu bir veda mektubudur.

Benden ne beklediğini ve benim neleri yapabilip, yapamadığımı söylemediğin için. Benimle yüzleşmekten korktuğun ve bu korkunla baş edemeyip hesabı bana kestiğin için.

Söz verip tutmadığın için.

Bir şeyleri, her şeyleri benden gizlediğin için.

Kendini şirketin sahibi beni ise maaşa tamah eden bir parya gibi gördüğün için.

Yüzümün düştüğünü görmene rağmen, yaklaşıp anlamaya çalışırsan işleri savsaklayacağımı sandığın için.

Kendince doğru sandığın şeyleri kesin doğru sanıp bana dayatmaya çalıştığın için

İş dışında bir yerlerde karşılaştığımızda hep üst perde ses tonuyla “naber? Nası gidiyo? diye sorduğun için.

Diğer insanların üç kuruşundan tasarruf edilirken kendi konforundan asla vazgeçmeden, bindiğin şirket arabasının modelini yenilediğin için.

Gidilen bir yemekte maaşımın yarısı kadar gelen hesabı ödedikten sonra gelen rakamla ilgili “hiç bir şey değilmiş, nerelere vermiyoruz ki” diyerek duyarsızlığına tavan yaptırdığın için.

Aylar boyunca yüzüme bakmadan önümden geçip, gerçekten kim olduğumu merak etmeden yaşayıp, sonra da motivasyon olsun diye beni yemeğe götürmeye çalıştığın için. Oysa ki çok basit değil mi, dışarıda tanımadığın insanlarla sen yemeğe gitmek istiyor musun, ben de seni tanımadığım için gitmek istemiyorum.

Yapılan maaş zamlarını on dakikalık bir toplantı bile yapmadan Cuma akşamı çıkmadan hemen önce, maille duyurduğun için. Bu kadar korkak olduğun için.

Ne diyecek acaba diye ben senin ağzının içine bakarken, nasıl olsa unutulur diye görmezden geldiğin için.

Ortada sorunların var olduğunu sen de ben de bilirken, bana güvenmeyip “sorarsam meşrulaşır o zaman cevap veremezsem daha kötü olur” sanarak kafanı kuma gömdüğün için.

Hayatımın en kıymetli varlığı çocuğum hastalanıp da işe geç geleceğimi söylemek için seni aradığımda, nasıl olduğumu ya da neye ihtiyacım olduğunu sormadan “ne zaman geleceksin?” diye sorduğun için.
Tüm bunların üstüne "çalışan memnuniyeti" anketinde sonuçlar istediğin gibi çıkmadığında hepimizi toplayıp “ne tür aksiyonlar alalım?” diye soracak kadar komik olduğun için seni terk ediyorum...

3 yorum:

  1. Soylenmeyen ve soylenmek istenenleri ne guzel tasfir etmissin, ellerine saglik. Bediz

    YanıtlaSil
  2. her şeyin karşıtının da doğrulu üzerine kani olmuş platona atfederek kalemimi biledim.

    1. bilmek sorumluluk getirir, bilmezsen ne ala, dert tasa yok,

    vicdan mı eee onuda sıkıştır köşeye sık boğazını oldu ballı börek,

    Bilmezsen, aaa öylemiymiş neden söylemediler bir zeytinyağı vaziyetidir
    ve her zaman işe yaramıştır ve işe yarayan davranışlar tekrar eder,

    sadece yönetici mi?
    ailen de?
    çevrende yok mu?
    bu familyanın üyeleri? ...

    2. Yönetici tarafınca;
    suistimal edile edile,
    ayırım,
    empati
    ve sempatinin tükenmişliği altında
    rezil gözüken yöneticiyede söz hakkı tanınmasına gerekir kanaatimce,

    3. söz hakkına uygun elmanın diğer yarısına ait bir metni de bekliyor halkımız...

    haberin var mı? yar yar
    haberin var mı? yar yar
    halk türküsü ile...

    YanıtlaSil